21 Ocak 2024 Pazar

SONSUZ ÇÖKÜŞ

 

SONSUZ ÇÖKÜŞ




Günümüzde dört unsura yani hava, ateş, su ve toprak unsurlarına baktığımızda bilimde temel kuvvetler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu temel kuvvetler; Elektromanyetik Kuvvet, Güçlü etkileşim, Zayıf etkileşim ve Kütle çekim kuvveti olarak, evrendeki her tür yapı bu dört temel kuvvete bağlanmaktadır.

Elektromanyetik Kuvvete HAVA, Güçlü etkileşime ATEŞ, Zayıf etkileşime SU, Kütle çekim kuvvetine de TOPRAK dersek.

Tabi ki bu dört unsur bir etki ile mevcut bir vardan ya da mevcut bir enerjiden var olmakta.

Biz bu mevcut vara yapılan etkiye Allah’ın ‘’KÜN’’ emri derken bilim Kuantum dalgalanma ya da big bang gibi isimler takmakta.

Bu dört kuvveti açığa çıkaran ve hareket çiftlerine ve hareket etmelerine neden olan öyle bir F1 kuvveti ya da etki ya da temas ya da dokunuş gerçekleşiyor ki bu dokunuş Sınırsızın içinde mevcut var olan potansiyel bir enerjinin, sonsuz bir akışla ve daha sonra döngüsüyle yeni potansiyeller yaratması yanı sıra kinetiğe dönüşmelerine de neden olmakta.

Allah her şeyi çiftlerden yarattığını söylüyor ve bugün bilimin geldiği nokta da tam olarak burası, çünkü maddeye bir anti madde çifti, enerjiye bir anti enerji çifti ile beraber bakmak zorunda kalmaktalar. Sistemin gereği bu çünkü!

İşte görünen madde ile karanlık madde arasındaki ilişki ve görünen enerji ile karanlık enerji arasındaki ilişkisi de bundan kaynaklı. Çünkü bu F1 kuvveti dediğimiz ilk dokunuş sürekli bir F1 kuvveti değil sadece anda uygulanan ve biten bir kuvvet olduğundan uygulanan bu kuvvet sınırsız alanda mevcut olan enerjiyi, başlama bitiş etkisiyle dualitik bir yapıya ulaştırmakta.

Bu çift yapıya neden olan dokunuş; Hava boyutunda enerjiyi çok yoğun ve az yoğun boyutlu tayflara bölerken, Ateş boyutunda plazmatik ya da yıldırım diyebileceğimiz sicimsel bir yapıyı da tetikleyerek bu çok yoğun ve az yoğun tayflar arasında iki yönlü yani girdi ve çıktı ilişkisi kuran irtibatlanmayı sağlıyor günümüzde bu daha yeni olarak ‘’kuantum dolanıklık’’ adı altında bir ispat gördü. Su boyutunda ise bu F1 Kuvveti yönünde çok yoğun ve az yoğun tayfların o merkeze akışı sağlandığında su boyutu titreşim ve salınıma neden olacak bir frekans yapısında artı ve eksi potansiyelli tepe ve çukur boyutlu bir yapıda dalga boyutu dediğimiz manyetizmaya neden olmakta. Hava boyutunda böylelikle hem elektrik hem manyetik bir alan oluşmakta yani Elektromanyetik Kuvvet, Ateş Boyutunda ise plazmatik Güçlü Etkileşim boyutu, Su boyutunda da manyetik, dalgasal bir Zayıf etkileşim boyutu oluşmakta. Böylelikle bu kuvvet çiftlerinden toplam 6 boyut oluşmakta yani anti boyutlarıyla beraber.

Tabi ilk kuvvetin uygulandığı merkeze doğru akış yaşandığından bu merkeze gelen tayfların oluşturduğu kütle çekimsel bir kuvvet yoğunlaşarak parçacık çiftleri oluşturmaya başlarlar ve gelen dalga boyutu bu parçacık çiftlerinde titreşim ve salınım hareketlerine yol açarak kütle çekim kuvvetine yol açan art arda bir paçacıksal potansiyeli, koruma sistemi devreye girmiştir. Bu hareketle nefes alan parçacıklar üst boyuttan aldıkları her etkileşim çiftini titreşimle bünyesine alırken bulundukları noktada F1 Kuvvetini aşanları tekrar salmaya başlarlar böylelikle üst yapıdaki çiftler bu Toprak yapısındaki çiftler sayesinde bu sefer dışa doğru kendilerini ifşa ederler. İşte burada ise 3 çiftten ya da 6 evreli ilk yaratılıştan oluşan bu çift parçacıklar Toprak çifti yapısını oluşturur, Toprak yapısı ise üst boyuttan kütle çekimle aldıklarını kendisinde ifna ederek dönüştürdüklerini, alt boyutta tekrar ifşa ederek salar. Burada da toprak yapısıyla beraber 4 çift dışa salınarak 8 boyutta ifşa olunur. Yani Toprak çifti, Su çifti, Ateş Çifti ve Hava çifti olarak. Sisteme toprak çiftinden bakıldığında toprak parçacığında eşleşen 7 giriş ve 7 çıkış toplam 14’lü bir sistem yapısının hasıl olduğu anlaşılır. Yapılandırma safhaları 6 boyut ise de toplamı zaten toprak yapısıdır. İşte bu 6 boyuttan oluşan bütünsel toprak çifti ile birlikte 8 boyutlu bütünsel yapı boyutu, parçacıklı toprak çiftlerinin oluşumuna neden olur, bununla beraber bu oluşum safhaları ise yine 8 boyut kazanır.

İşte ‘’Karanlık enerji’’ dediğimiz bu toprak ya da parçacık yapısını hem oluşturan hem de gerekli potansiyelini korumakla kalmayıp bu potansiyelle kendisini ifşa noktasında kinetiğe de çevirebileceği enerjiyi de sunan üst yapıdır.

Bu yapı eşyanın ya da maddeye dönüşümün anahtarı olsa da bunların da üstündeki Kur’an da 3 karanlık evre olarak geçen bölümün bir yansıması olduğu gerçeğini de içinde gizlemektedir, bu da Toprak yapısını oluşumda en alt tabakaya arz ederken karanlık evrelerdeki 3 karanlığın kabının ya da yansımanın asıl kaynağının ise Toprak olduğunu ifşa ederek en üst boyuta taşır.

‘’Bu da her şeyin aslında bir nefeslik bir kütle çekimle başladığının kanıtıdır.’’

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.