Göz bebeği misali sınırlarını bilmeli insan ve aynı zamanda sınırın ötesindeki Sınırsızlığı görebilmeli ve gösterebilmeli. İşte baktığın yöndeki sınırsızlık o sınırı çizilmiş olan göz bebeğinden nasıl yansıyorsa Külleha Esmae potansiyeli de senden öyle yansıyor her varlığa.
21 Ocak 2024 Pazar
ARAPÇA SEMBOLLERİN MANALARI
YA'SİN VE İNSAN
YA'SİN VE İNSAN;
YA’SİN; VAR OLUŞSAL FİİL
İNSAN; “Olacakları hareketi ya da hareketleri ile olduran” meşrep dili ile söyleyecek olursak “olacakları fiili ya da fiilleriyle olduran”
“İNSAN” kavramına Esma gözüyle bakarak ilerleyelim; Allah Tek fiilde yani “KÜN” emri ile Külli Şey’in mertebesinde bir fiiller mekanizmasını devreye sokmuştur.
Burada ilk Halk edilen aslında “İNSANDIR” ki KUR’AN mekanizmasının da başlayarak devreye girmesi ile İNSAN HALK edilmiştir.
KUR’AN; “RUH-NUR (Enerji-VAHY) YOLUYLA OLDURULANLAR” anlamındadır yani KUR’AN’ın da her ne kadar Zahiri bir anlamı olsa da Batıni bir anlamı da tabi ki vardır.
İşte bu “OLDURULAN ALEMLER” içerisinde “ADEM” en son silsilede yer almaktayken Adem’e İnsan denilen bu kavramsal potansiyelin yüklendiğini görüyoruz.
Melaiketihi kapsamındaki Secde aslında bu potansiyele Amir nezdinde gerçekleşmekte ki Adem’i oluşturan bütünsel mekanizma “MERKEZİ” bir yönetimle girdi çıktı ilişkisi yaşayarak bir bütünün harmonisini oluştursun.
İşte burada Adem yaratılış silsilesinin en altında bulunmasına rağmen İnsan potansiyeli boyutunda Kün emri ya da Kur’an’i Alemler mekanizmasının ilk muhattabı konumuyla bütün ara alem varlıklarıyla beraber merkezi bir girdi çıktı yönetimiyle bir bütünü oluşturarak kainatın minyatür bir modeli yani çekirdeği haline gelebilsin.
İşte bu yüzden kavramlar varlıklara yüklenir fakat bu kavramlar varlıklarda sınırlı yönleri ile anlaşılabilir hale gelir ve bu yüzden kavramlara sınırsız bakış yakalandığında iki uçlu bakış kaçınca yani sınırlı ve sınırsız bakış, sınırlı olanlara sınırsızlık atfedilerek anlamından dışa kaydırılabilir. Bu yüzden bu tür kavramlara sınırlı ve sınırsız daha doğrusu teşbih ve muhkem farklarıyla bakabilmek çok önemli!
Külli Şeyin mertebesindeki “HAMD ALANI” yani “BİLDİRİ ALANI” olan “MUHAMMED’İ MAKAM” olmadan biz bildiri ya da fiil işleyemeyiz bizim İlahlığımız ve İnsan kavramımız orayla ilişkili ama İlahlığı üst boyuta taşımak gerekirse Allah’ın bildiricisi yani İlahı yoktur olamaz da ama bizim Bildiricimiz yani İlahımız mevcut bu minvalde bizden İlahlık potansiyeli yani bildiricilik işler fakat Gerçek veya Bağımsız manada İlahlığımız yoktur! “LA İLÂHE İLLA ALLAH”
İnsanlığın başladığı ya da Bildirilen olma yani Abd ya da Kulluk boyutu ile bildiriyi alır, İnsanlık sıfatı ile fiillerimizi en üst boyuttan işleriz ve bu bütün alt boyutları en üst ya da birinci mertebeden etkiler. İşte bu da olacakları fiilleriyle oldurma noktasında bize yani insanlara verilmiş olan bir durumdur ki bütün Alemlere bu bakımdan yön veren bizim işlemiş olduğumuz özgür fiillerimizdir! Bu yüzden işlediğimiz en ufak bir fiil bile bütün Alemleri birinci mertebede etkilemektedir!
Bir başka yönden bakacak olursak ta Allah esmasının özel isim olduğunu söylerler ya da anlamı yoktur derler! Fakat bu hayatta anlamsız hiçbir şey yoktur.
ALLAH ESMASI; “Verilere (Ham maddeye) ard arda biçim vererek görünür kılan ( İşaret edilir hale getiren)” anlamındadır.
Bu İsimde aynı İnsan ismi gibi kavranılabilir fakat ne dedik? Teşbih ile Muhkem farkı sınırlı olanın sınırsız olana atfedildiğinde ortaya çıkar keza taşımakla sahip olmak arasındaki fark gibi!
İşte ALLAH ESMASINDA ortadaki çift LAM harfi ard arda biçim vermeyi yani yine hareket ya da frekans olayının meşrep dilinde Fiil İşlemenin tetikçisi ve “SİN” harfinin anlamıdır. Zaten SİN harfi çitf LAM harfinin harmonisidir.
İŞTE İNSAN DA; YA SİN’İN YANİ VAROLUŞSAL FİİLİN MERKEZİNDEDİR.
NİMET VE RIZIK
NİMET VE RIZIK;
NİMET: Saf enerji boyutundan edinilen geri dönüşümsüz varlıklardır.
MÜSEMMA
MÜSEMMA;
AHAD, VAHDET, KESRET
AHAD, VAHDET, KESRET;
Ahad’lik Kuşatıcılık ya da Kapsayıcılık üzere Bütünlük ama Sınırsız Bütünlüktür bu bakımdan Tamdır yani tamamlanmaya ya da gelişmeye ihtiyaç duymaz ama bizler sınırlı varlıklar olarak gelişmeye ya da tekamüle muhtacız işte bu ayırımı yapmazsak Allah gelişmeye muhtaç gibi gösteririz bu ise Ahad’lik potansiyeline uymaz. Biz her ne kadar parçadan bütüne ilerlesek te asıl olan bütünde parçalar yoktur, bu olursa yine Tekliğe aykırı durum söz konusu olur fakat bu bütünlük yani kusursuz homojen tekillik Kün potansiyelinde bir etki ile Nurunu kesrete yani parçacıklara dönüştürerek sonsuz bir akış ile bir yaratım gerçekleştirmiştir yani kesret ya da parçasallık sonradan olan yada yaratılan bir olgudur. Dediğim gibi parçadan bütüne ilerledik ama asıl olanın parçasız bir bütünlük olduğunu anlamamız parçaların ise yaratık olduğunu anlamamız ama yine O'nun nurundan yani O'ndan olduğumuzu anlamakla bu bütünlüğü ve ayrıştırmayı iyi bir çizgi de gerçekleştirmemiz gerek.
NEDEN HER ŞEY SOMUT
Bismillahirrahmanirrahim…
HER AN YEPYENİYİZ
HER AN YEPYENİYİZ;
MUSA'NIN UNUTTUĞU BALIK
MUSA'NIN UNUTTUĞU BALIK
Her insan kendi aydınlığına yönelmeli kendisini kendinde aramalı Musa’nın unuttuğu Balık ( kavramlar) onun aydınlığını etkiledi nitekim aradığı kişi bendekiyle ilerleyemezsin dedi ama o ısrar etti…
Sonra yollar ayrılmak zorunda kaldı sonuç itibariyle.
Ben bir başkasının kavradıklarıyla nasıl yol alabilirim diye düşünmeli insan.
Bu yüzden insan çevresinden faydalansa da kendi ışığıyla ve kavradıklarıyla ilerlemeli kimse bir başkasıyla ya da başkalarının kavradıklarıyla kendisini, ışığını bulamaz, bir yerden sonra yollar ayrılmak zorundadır. her insan kendine ait olana ulaşmak zorunda neticesinde ve kendine ait olanı ortaya koymalı sonra kendisi gibilere onların kendisindeki ışığı hatırlatmalı.
O yüzden bazı yol göstericilerin görevi sadece bir hatırlatmadır…
ZİKREDİLDİĞİMİZ NOKTA
ZİKREDİLDİĞİMİZ NOKTA
ELİNSAN; Olacakları Frekanslarla (hareketleriyle) Olduran…
ERMİŞ (ŞİİR)
Başlangıçsızlığın Tertemiz Evvelinde başlayan hayatımıza Ahir ile Yaptıklarımızın Zahir ile ortaya çıkması ve Batında kaydedilip İşlem görmek üzere Bekaya taşınması bize kendimize ait bir Evvel oluşturmamızı sağlıyor. Eh ölüm bir son değil başlangıçtır dedik yaşadıklarımız ve yaşattıklarımız daha sonra yaşayacaklarımızın bize ait Evvelini teşkil edecek.
ERMİŞ
MUHYİ VE MUMİT ESMALARI
SARP YOKUŞ (ŞİİR)
SARP YOKUŞ
Her şeyin merkezine kendin koymak
Bakışına ben den bakmak
Sen demeyi unutmak seninkisi
Dile kolay İlah olmak
Bildirinin bildirileni olmak
Asıl İlahı buradan tanımak
Tanımak ama tanımlamamak
Sarp yokuştur bizimkisi
Yolun yarısında geri dönmek
İlahlığı kendin bilmek
Sınırsızı sınırda boğmak
Dile kolay İlah olmak
Zamandan zamanın ötesine bakmak
Mekandan mekanın ötesine bakmak
Nur ala Nurdan nasıl geldiğini anlamak
Sarp yokuştur bizimkisi
Onun varında var olduğunu bilmekle
Sanır mısın O oldun
O’ndayken senin bilincin nerede
Dile kolay İlah olmak
Haktan geldiğini bilesin
Halkıyetle ben bilincindesin
Kulluktan öte yol yok
Sarp yokuştur bizimkisi
Bu kulluk zoruna gitmesin
Ben Oyum demeyesin
Hakk tanıtırsa kendini
Artık Sen diyebilmelisin
Sarp yokuştur bizimkisi
Dile kolay sizinkisi
MURAT (ŞİİR)
MURAT
Sözden söze
Kelimelerdeki öze
Öğretti Harflerin ilmini Allah
Kur’an Elinden
Harflerin çıkışı
Aldığın nefestendir
Öğretti harfsiz bir fiili Allah
İnsan elinden
O işledi ilk fiili
Toprak içine insan içine
Yansıdı harfler kainat içine
Bir araya gelip Ayet oldular
Dil kemiksizdir derler Allah diyebilse de
Söz söyler Hak vücut bulur
Söz söyler Batıl vücut bulur
Gönülden Allah diyebildin mi hiç
Batıl Hakkın ortaya çıkmasıyla son bulur
Kemiksiz insan misali yere yığılır kalır
Hak fiildir o çünkü sözden öte
Zatın o fiille aşikar olur
Yunus dedi dilsize gerek kulaksız olmalı
Gerek insan sözünden değil Amelinden Yansımalı
Söze bakan Hak’la Batılı karıştırır
Ancak diliyle makam yarıştırır
Eh zatın durumunu anlatan nedir
Bakmak gerek
“Sen onları konuşmalarından tanırsın”dan
Murat nedir
ÇELİŞKİ (ŞİİR)
ÇELİŞKİ
Kur’an da dahi çelişki aradım
Aradım aradım bulamadım
Buldum insan içinde
İnsan Ayaklı Kur’an’dır
Dedim nasıl olur İnsan içinde
Anladım ki çelişki
Ya Musa’dan Ya Firavun’dan
Yol ayrımlarında
Dönüşüp durmalarından
Okumaya başladım insanı
Çelişkisiz biçimde
Kur’an da Okuduğumu
Buldum İnsan içinde
Cümle Alem içinde
AKLET (ŞİİR)
AKLET
Hal’e geldim efendilik aldım
Pazara çıktım efendilik satarım
Satarken efendimi sayıklarım
Pirincin taşlarını ayıklarım
Varsa koşulsuz biat edecek
Tezgah etrafında toplarım
Kendi aklı ile gelene
Yoktur satacak malım
Buyurganlar Hükmedenler
Çığırtkanlık yapanlarla
Bir gün dost bir gün düşman
Efendilik ortak payda
Bu işe ben de şaşarım
Hak derim eksik olmaz dilimden
Yalakalar düşmez peşimden
Cazibeli kalabalıklardan aldığım gücümden
Değil sessizlere
Kendime tercüman olamadım
Anca çene çalarım
Yunus’u araman bende ışk ile
Hal Pazarında bulduğum meşk ile
Tercih ettiğim zar ile
Balık olur o ışkı yutarım
Aklet
Kendini arama kimsenin içinde
Balığı unuttuğun o yerde
O ışk bende değil sen de
KURT (ŞİİR)
KURT
Kurt kuş gördüler bizi
Kuşun ağzındaki kurt mu
Kurtun ağzındaki kuş mu
Kolay lokma gördüler bizi
Nasıl bir sırla sırlandıysak
İnsan görmediler bizi
Sınanır İnsan Kamil olsa da
Ana baba eş çocuk dostla da
Tercih sapakları bitmiş değil
Kamil olan cenneti garanti etmiş değil
Hangi kralın tacı tepesinden inmemiş değil
Süleyman olsan cesed koyarlar tahtına
IŞIK HIZINDAN ÖTE IŞIN HIZI
IŞIK HIZINDAN ÖTE IŞIN HIZI
Selam, Saygı ve Sevgilerimle
HALAK; YARATIM ENERJİSİ (ETKİN ENERJİ)
HALAK; YARATIM ENERJİSİ (ETKİN ENERJİ)