21 Ocak 2024 Pazar

KÜN EMRİNDEKİ VE VAHDETTEKİ DUALİTE

KÜN EMRİNDEKİ VE VAHDETTEKİ DUALİTE

Kün emrinden önce La Taayyün de denen yani “seçilen varlıkların belirlenerek açığa çıkarılması yokken” dualite yoktur.

Kün emri dahil Vahdet denilen kuşatım dualitiktir, bu yüzden Külli Şeyin mertebesinde yani Her Şey dualitik yapıdadır (çiftten yaratılmıştır).
Kün emri başlangıç ve bitişli dualitik bir kütle çekim kuvvetidir. Başlangıç ve bitişi sayesinde vahdette çok yoğun ve az yoğun olan dualitik yapıda hava grubunda Nur tayfları oluşur. Kuvvet etkisiyle yine girdi ve çıktı boyutunda Plazmatik ya da Yıldırım misali ateş boyutundaki dualitik yapı oluşur. Çok yoğun ve az yoğun hava boyutu tayfların çöküşü ile olan dalga boyutundaki akış yani su boyutu da tepe ve çukur frekans düzleminde dualitiktiktir en son kesret düzeyine ulaşan bu tayfların yoğunlaşması ile oluşan çift parçacık yapısı ki toprak boyutu da keza yine dualitiktir.
Özetle Vahdeti bütünsel düşünerek dualitik değildir diyemeyiz içindeki yapıları ve özellikle dualiteyi görmezsek yanılırız ancak Vahdetten öte Ahad potansiyeli ya da La Taayyün ya da bazılarının dediği “Ama” dan öncesi homojen bir Tekilliktir.
“Ama” “başlangıç sahibi varlık” demek yani Allah “Ama” da idi demek daha zamanın ötesinde başlangıçtan önce de var idi demektir. Bu alemler Nur Ala Nur mertebesindeyken ancak homojen bir Tekillikte idi bizim ise ulaşabileceğimiz boyut ancak Vahdet boyutu olduğundan oradaki dualiteyi göz ardı etmemek gerek.
İşte bu boyutlarda henüz yolun birincil Hak mertebesine ulaşmış kişi o tepe noktasından geldiği yöne döndüğünde Hak Zahir olur, işte bu konumda bu makamı TEK düze “Hakkın ta kendisi “ boyutuna taşıyabilir bu yaratılmışların İlahlık mertebesine kendilerini taşıdıkları boyuttur eğer dualiteyi fark etmez de Halk Zahir ( Yaratılış Zahir) noktasına kendisini taşıyamaz ise o Tekillikte ilah olarak yoluna devam eder.
Fark ederse kulluk boyutuna geçiş yapar ve kendisindeki iki yönü Fark eder, sonra gördüğü “Hak zahir” mertebesinin “Hakkın ta kendisi” olmadığını ancak “Hak üzere” olduğunu fark ettiğinde “La ilâhe illa Allah” der ve kendi İlahlığını red eder.
Bu yaşadığı boş değildir çünkü öyle bir yer gelecek ki bu yaşadığı ona Hakikati ayan ve beyan edecek ve Rabbinin bazı sıfatlarını varlıklara yükleyerek kendini nasıl tanıttığına şahit olacak.
Velhasıl kelam “Halife” de olsak dualiteden kurtuluş yok! Keza çiftten yaratıldık.
Fakat dualiteden iki türlü kurtuluş vasfı var biri kendisini ilahlık noktasına taşımak ki farka çıkmazsa yol, yanılgının en kötüsüdür ikiliği kaldırayım derken baş aşağı gidersin. Diğeri dualitik yapısını fark ettikten sonra kat ettiği yolda “Hak üzere” yaşadığı olayı “Hakkın ta kendisi” boyutuna taşımak! Yalnız ve ancak KULLUK bilinci ile Halkiyet yani Yaratılış boyutunun bilincinde olursa ki “La İlâhe İlla Allah” diyebilmişse zaten artık “Kulluk” bilincinden çıkmaması gerektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.